7’den 70’e severek tükettiğimiz simit Osmanlı dan bu yana lezzetli öğünlerden ya da atıştırmalıklardan biri olma özelliğini sürdürüyor. Kıvamı, kokusu ve tadıyla sadece damağımızda hoş bir lezzet uyandıran simit bazı şehirlerimiz de farklı olarak hazırlanmakta hatta adlandırılmaktadır.
The simit, which we love to consume from 7 to 70 years, continues to be one of the delicious meals or snacks since the Ottoman period. Simit, which only arouses a pleasant taste in our palate with its consistency, smell and taste, is prepared differently in some cities and even named.
İzmir de halkın gevrek olarak adlandırdığı simit, kaynayan pekmez dolu kazanlarda ön pişirme yapıldıktan sonra fırına verilir. Ankara simidi de diğer yörelerin simitlerine göre daha yoğun pekmezli, ince küçük ve koyu renklidir.
Simit, which is called crispy by the people in Izmir, is given to the oven after pre-cooking in cauldrons filled with boiling molasses. Ankara bagels are thin, small and dark in color with more molasses compared to bagels from other regions.
Tuzsuz simit olarakta bilinen Antakya Simidinin yapımın tuz kullanılmaz. Küçük bir poşette verilen kimyon ve tuz karışımı ile tüketilir. Giresun simiti de susam ve tuz kullanmadan yapılan bir diğer simit türüdür. Kastamonu bir diğer adı ile Kazan Simidi elma pekmezi ile pişirilmekte ve üç gün bayatlamadan muhafaza edilebilmektedir.
Salt is not used in the production of Antakya Simit, also known as unsalted bagel. It is consumed with a mixture of cumin and salt given in a small bag. Giresun bagel is another type of bagel made without using sesame and salt. Kastamonu, also known as Kazan Simidi, is cooked with apple molasses and can be preserved for three days without becoming stale.